Yazı Dizisi: BİR ACEMİ YOLCU İLE 1 HAFTADA 3 ÜLKE
Bir haftalık, ağırlıkla Kara Orman’ı içeren, ayrıca kısa bir Basel turu ve Fransa’nın doğusuna da adım attığımız yolculuğumuzun sondan bir önceki gününü eğlenmeye ayırdık.
Gengenbach’tan erken saatlerde yola çıkıp biraz güneye, Rust’a gidiyoruz. Burada ne mi var? Almanya’nın en büyük, Avrupa’nın Paris’teki Disneyland’dan sonraki en popüler eğlence parkı Europa-Park.
Bu park hakkında kısa bir bilgi vermek gerekirse:
1780 yılında sirkler için at arabaları yaparak işe başlayan Mack ailesine ait olan bu büyük park, 1975 yılında 40 hektarlık bir alanda açılmış. Bugün ise 90 hektarlık bir alanda 13 adet roller coaster, yapay göller, oyun ve gösteri alanları, mağazalar ve lokantaları ile yediden yetmişe herkese hitap eden bir park burası. 2019 yılında Rulantica adında bir de su parkı eklenmiş. İsminden de anlaşılacağı üzere konseptini Avrupa’dan alan Europa-Park’ın her köşesi farklı ülke ve bölgelerden esinlenerek dekore edilmiş. Almanya’dan başlayarak, İngiltere, Fransa, İtalya, İspanya, İsviçre, Yunanistan, Rusya, İskandinavya, İzlanda ve daha birçok ülkeden bölümlerin yer aldığı parkta yok yok: Bir trene atlayıp, parkı bir uçtan öbür uca dolaşabilir, küçük çocuklarınızla masallar alemine dalabilir, Rapunzel, Kırmızı Başlıklı Kız, Bremen Mızıkacıları ile oyunlar oynayabilirsiniz. Ya da bir roller coaster’a binip 40 metre yükseklikten, saatte 100 km’den fazla hızla kendinizi aşağıya bırakabilirsiniz. Eğer bu kadar adrenalin çok geldiyse Avusturya alanındaki yapay gölde klasik müzik ve harikulade manzaralar eşliğinde bir tekne turuna da çıkabilir veya İzlanda’da bir balıkçı teknesine atlayıp, birazcık ıslanmayı göze alıp buzullar arasında serinleyebilirsiniz.
Genel tur programımızı yaparken Europa-Park biletlerimizi 3 ay öncesinden almıştık. Parkın sabah 9’da açılacağını bilerek, trafiğin de sıkışık olacağını tahmin ederek saat 8’de yola çıktık. 8.40 gibi Rust sapağına girdik, burada başlayan tıkanıklıktan dolayı ancak saat 9.15 gibi otoparka ulaşabildik. Neyse ki bugünün tek can sıkıcı tarafı sadece bu trafik oldu. İnternetten alınan barkodlu biletler için girişte ayrı gişeler mevcut ve hiç sıra beklemeden girebiliyorsunuz. Anlattığım gibi, Avrupa ülkeleri temalı bu parkta sizi ilk olarak Almanya karşılıyor. Renkli Alman tarzı binaların ilki bilgi ve danışma merkezi. Buradan parkla ilgili her türlü bilgi edinme imkanınız var ama doğrusunu söylemek gerekirse Europa-Park’ın mobil uygulaması oldukça yeterli. Daha sonra mağazalar, lokantalar, kafeler ve tabi ki oyun, gösteri ve eğlence alanlarının yer aldığı bir cadde sizi parkın içlerine doğru sürüklüyor. Burasının büyük bir yer olduğunu anlatmıştım, bazen istediğiniz bir yere yürüyerek gitmek 15-20 dakikanızı alabiliyor. Çok yürümek istemiyorsanız, park içinde 5-6 istasyonda duran ve sık aralıklarla ring seferi yapan bir de tren mevcut.
Parkın her bölümünü burada anlatmama gerek yok. Kanımca her yeri çok renkli ve çok eğlenceli. Yaşınız ne olursa olsun Almanya’nın bu bölgesine yolunuz düşerse mutlaka Europa-Park için kendinize zaman ayırın derim. (Disneyland Paris’i de ziyaret etmiştim ama bence burası daha güzel 😊
Buranın keyfini daha iyi çıkartmanız için bir iki küçük tavsiye ile yazımı bitirmek istiyorum: Burası Ocak ayı ortasından Mart ortasına hariç 10 ay boyunca ziyaretçilere açık. Kapıda bir sürprizle karşılaşmamak için internet sitesi üzerinden önceden bilet almakta fayda var. Eğer aracınızla gidecekseniz ve giriş trafiğinde geçireceğiniz sürenin bir kısmını telafi etmek için ayrıcalıklı otoparkta yer ayırmanızı da öneririm ama tabi ki ekstra bir ücreti var. Diğer bir önerim de, Avrupa’daki tatil günlerinde veya okulların kapalı olduğu tarihlerde burası normalden daha kalabalık olduğu için bazı bölümlere girişlerde uzun sıralar olmakta; Europa-Park’taki vaktinizi daha iyi değerlendirmek için telefonunuza mobil uygulamasını indirin. Böylece sırada bekleme sürelerini görmenin yanı sıra, bulunduğunuz yeri ve çevrenizde neler olup bittiğinden de anında haberiniz olabilir.
Şunları da not alırsanız iyi olur:
1. Mutlaka biletleri önceden alın.
2. Mümkünse youtube’tan burası hakkında birkaç video izleyip, görmek ve binmek istediğiniz eğlencelerin bir planını yapın.
3. Europa-Park’ın maskotları olan fareler Ed ve Edda ile fotoğraf çektirmeyi unutmayın.
4. Yüksek hızlı, roller coaster gibi, eğlencelerde fotoğraf ve video çekmek yasak. Onlar dışında her yerde serbest.
5. Mutlaka rahat giysi ve ayakkabı giyinin çünkü günün büyük çoğunluğunu ayakta geçireceksiniz.
6. Her ne kadar etrafta bolca yemek ve içecek yeri olsa da yanınızda bolca su bulundurun.
7. Yaz aylarında kapanış saat 19.00’da, kış aylarında 18.00’de. Restoran ve kafeler bu saate kadar misafir kabul ediyorlar. Eğer çıkmadan bir şeyler yemek istiyorsanız kapanışa kadar vaktiniz var.
Kara Orman bölgesindeki son günümüzü anlatacağım bir sonraki yazımda görüşmek üzere.
Comments